top of page

Maldivler de Bizimle 7 Gün

  • emelisaguven
  • 20 Eyl 2024
  • 9 dakikada okunur

Bu seferki yazımda bütün hikayeyi, neler yaptığımızı ve köpek balıklarıyla sudayken şansa nasıl karşılaşmadığımızı en başından anlatmak isterim :) Tabi bu yazımız bundan sonraki diğer yazılarımıza göre biraz dinlenmeli ve detaysız olacak, adada olduğumuz için sizinle her gün yüzdüm konuşmaları yapmayacağım, gün gün etkinliklerimizi ve vermem gereken bilgileri sizinle paylaşıyor olacağım. https://www.mellyswonderland.com/post/maldivler




Maldivlere uçuş saatimiz 00:40 olduğu için, biz 21:15 te çok büyük bir heyecanla İstanbul Havaalanına ulaştık, biliyorsunuz ki böyle uzun süren ve yurt dışına giden uçuşlarınızda bir kaç saat öncesinden Havaalanına gitmek çok önemlidir. İlk işimiz bavullarımızı teslim etmek oldu. Sonrasında tabii ki alışveriş, etrafı gezme, bir şeyler atıştırma derken saatin nasıl geçtiğini anlamadık bile, eşimde fazla garantici olduğu için 1 buçuk saat öncesinden uçağın içine binmeden önceki son kontrol alanına götürdü bizi (bana kalsaydı son dakika koştura koştura ay kaçırdım mı korkusuyla giderdim, çok şükür evlendim de arkamı toplayacak birisi var artık)


Ayılmak ve kendimize gelmek adına kahve almak istedik, kontroldeki kadına burada nerede kahve bulabileceğimizi sorarken ve daha kimse kontrol sırasına bile girmemiş olmasına rağmen kadın bir anda bizim biletlerimizi ve pasaportlarımızı rica etti, uçağa biniş bilgilerimizi onayladıktan sonra "sizin sıra beklemenize gerek yok ben bütün kontrollerinizi sağladım gidip gönül rahatlığıyla kahvelerinizi içebilirsiniz, uçağa biniş saatinde gelirseniz sizi direk içeriye alıcam" dedi. İlk başta küçük çaplı bir şok geçirdik çünkü biz uçağa giriş yapmadan kontroldeki kadının bizi uçaktaymışız gibi göstermesi imkansız bir olay fakat sonradan anladık ki aslında bize sıra beklemememiz için tatlı bir jest yapmış ve Maldivler yolculuğumuz çok tatlı başlamış oldu.

00:20 de uçağın içindeydik, uçuşumuz 10 saatlik bir uçuş olduğu için yanımda bir adet kitap, bir adet yastık, bir adet küçük battaniye (uçak içleri her zaman soğuk oluyor) havaalanında dolaşırken aldığım abur cuburlar, göz bandım ve ben uçuşa hazırız. Evet bunların yanınızda olması gerçekten çok konforlu fakat unutmayın ki sadece ulaşım olarak uçak kullanmıyorsunuz ve benim bu yanımda getirdiklerim sonrasında bize çok fazla taşıma açısından zorluk çıkardı. Ayrıca uçakta size çoraptan, şaldan tutun dudak nemlendiricisine kadar veriyorlar.

Uçak içerisinde, 2 öğün ana yemek, atıştırmalıklar, çay ve kahve ikramları oluyor.

Bir önceki yazımda Maldivlere indiğimizde sıra sıra ne yaptığımızı anlattığım için sizi sıkmamak adına direk adadaki ilk günümüzden başlamak istiyorum.


1.GÜN

Tekneyle adaya geldiğimiz anda bizi çok tatlı ve güler yüzlü bir karşılama ekibi bekliyordu. Uzun süren bir yolculuğumuz olduğu için bavullarımızı bizden teslim alıp ardından resepsiyona götürüp ikramlıklarda bulundular. O sırada giriş işlemlerimizi halledip hemen bizi 1 haftalık konaklayacağımız tatlı evimize götürdüler. Adaya indiğiniz anda inanamayacağınız bir huzur geliyor bünyenize, şaşırmayın çünkü kaldığınız günler boyunca böyle hissetmeye devam edeceksiniz.







Hemen kendimize bir kahve yaptıktan sonra yüzmek için hazırlandık fakat benim için şöyle bir sorun oldu, en açığa bakan özel villada kaldığımız için derin olmasa da uçsuz bucaksız gözüken bir okyanusla bakışıyordum. Bu arada eşim asla umursamadı ve hemen atladı ee bende geri kalır mıyım hiç... suya girdim ama nasıl bir korku size anlatamam, hepimiz vatozların ve köpek balıklarının Maldivlerde olduğunu biliyoruz ve bu tatlı bilgi beni mahvetti açıkçası. Arkamı kollamaktan yüzemedim bile, bu korkudan dolayı sadece bütün tatilimiz boyunca odamızın özel havuzundan ve kumsaldan girmeye karar verdik. *Yani kısacası Maldivlere gidecekseniz kendinize ait bir havuzunuzun olması çok önemli.* Benim böyle konuşmamdan tedirgin olmayın suyun berraklığından dolayı dibini net bir şekilde görebiliyorsunuz ve bütün tatil boyunca yüzerken hiç bir şey ile karşılaşmadık.

Kumsalda da ayrı villalar bulunuyor onlarda kendilerine özgü çok tatlılar (hep kumsaldan girdiğimiz için detaylı görebildim) NOT: İçini tabii ki de göremedim mahremiyet yani ayıptır.




Kumsal inanın daha güzel ve keyifliydi... Kumlarının yapısı o kadar yumuşaktı ki hiç bir zaman terlik giymedim.










Her yüzdüğümüzde her gün aynı yerde bizi bekleyen bir balığımız vardı o kadar komikti ki asla kaçmıyor ve biz dalarken dik dik bakıyordu, nereye gidersek bizimle beraber yüzüyordu. Nemo yoksa sen misin ? :)


Kahvaltıya ve akşam yemeğine giderken kendiliğinden oluşmuş doğal bir ormandan geçiş yapıyorsunuz. Biz hep yürüyerek gitmeyi tercih ettik, ayrıca yanıma bir sürü farklı terlikler almıştım ama hiç gerek yokmuş bütün yürüyüş alanları kum, ayağınızı acıtmıyor ama giymek isteseniz de terliklerle zor oluyor çünkü ayağınıza kum giriyor, gerek yok keyfini çıkartın...

Yemek yemeğe giderken yol üzerinde kenarlarda büyük büyük delikler var her gidip gelirken dikkatimi çekiyor çünkü giriş yaptığımızda adada yılan olabileceğini söylediler (ama minik) kendi kendime diyorum ki ya bu delikler yılan deliği yada örümcek deliği filan. Bir akşam yürürken deliğin içine bir hayvan bacağı girdiği dikkatimi çekti ya resmen kalp krizi geçiriyordum çünkü gördüğüm şey tarantula bacağıyla resmen aynıydı, hemen bir çalışana bu deliklerin ne olduğunu sorduk meğersem her yer kumsala çok yakın olduğu için yengeçler kendilerine yuva yapıyormuş.. Ve evet yengecin bacağı resmen tarantula gibi, ıyy.

Birde adaya özgü farklı bir kuş türü bulunuyor sanki civciv gibi sizinle yürüyor koşarak önünüzden geçiyor. Videosunu hemen alta koyuyorum.

"White Breasted Waterhen Bird"



2.GÜN

Kahvaltı

Güzel bir gün doğumuyla uyanıp, yürüyüşümüzü yaparak kahvaltı alanına ulaştık. Kahvaltı seçenekleri bol çeşitli ve tat olarak çok güzeldi, bence 1 hafta boyunca en önemli olaylardan biride yemek yemek, biz otelimizi seçerken açıkçası bu olaya da çokça dikkat etmiştik. Kahvaltımız açık büfeydi ve çeşit çeşit reçeller, peynirler, meyveler, pancake ve krep alanları vardı. Gittiğinizde mutlaka tadına bakmanız gereken iki tane reçel söyleyeceğim şimdi size 1. Mango reçeli ama asıl aşık olduğum 2. Passion reçeli oldu, tavsiye ediyorum kesinlikle pancake alıp üstüne sürmelisiniz. Ve bir başka tadı ülkemizdekilerden çok farklı olan şey Muzdu, yani tadı o kadar güzeldi ki böylesini daha önce hiç yememiştim. Zaten odanıza doğru yürürken bir tabela ile karşılaşıyorsunuz ve tabelada "Banana Garden" yazıyor, şahane değil mi ? adada kendilerine ait yetiştirdikleri kocaman bir muz bahçeleri var.

Pancake alanında da kaplumbağa şeklinde, balık şeklinde ve tavşan şeklinde pancakeler yapıyorlar.




Tanışma Partisi ve Mangal

Kahvaltıdayken yanımıza gelip akşam yemeğinde tanışma partisi ve ardından eğer istersek ekstra ücret karşılığında özel şefler ile mangal yapılacağını söylediler, mangalın ve tanışma partisinin yapılacağı alan normal akşam yemeği yenilen alandan farklı bir yerde gerçekleşti. Kumsala belirli kişiler için özel masalar hazırlanmıştı. Biz erkenden gün batımını izlemek ve ortamın keyfini çıkarmak için 18:15 te programın gerçekleşeceği alana gittik, bütün günün su ve güneş yorgunluğu bir anda son buldu sanki... Bütün çalışanlar sizinle tanışmak sohbet etmek adına yanınıza geliyor kendilerinden bahsediyorlar ve sonrasında sohbet çok tatlı yerlere gidiyor. Daha sonrasında bizim masamıza kadar bize eşlik edip yerimizi gösterdiler. Ve mangal başlamış oldu, fakat biz Türkler mangal deyince işte ne biliyim et, tavuk, filan bekliyoruz, bu mangal tamamen deniz mahsülü mangalıymış... Gerçekten tatlar lezizdi ama bilmediğim kendilerine özgü balıklar yosunlarda tatmış olduk, bir daha gerek var mı hayır yok ama yine de merak edenler ve deniz mahsülleri sevenler bu etkinliğe kesinlikle katılmalı.

Tanışma Partisi Mangal


Maldivlere gitmek için en ideal zaman, Aralık ve Nisan ayları arasındaki kuru mevsimdir.

Biz Aralık ayında Maldivlerdeydik, tam muson yağmurlarının azaldığı ama arada da yağmurlara denk gelebileceğiniz bir ay oluyor.


3.Gün

Bu gün balayında olduğumuz için bize özel akşam yemeği düzenleniyor. Sizde gitmeyi düşünürseniz otel rezervasyonunu yaparken ve resepsiyonda giriş yaparken balayına geldiğinizi belirtebilirsiniz. Belirttiğiniz takdirde özel yemeğiniz otelin size yaptığı küçük bir jest.



4.Gün

En güzel, en keyifli kahvaltımızı yaptığımız sabah bu sabah. Odamızda havuzumuzun içine kahvaltımız geldi.

Bir gün öncesinden lobiye gidip havuzda kahvaltı istediğimizi belirttik, bize doldurmamız için iki adet kağıt verdiler, bu kağıtta nelere alerjimiz olduğu, neler yemeği sevdiğimiz, içmeyi tercih ettiğimiz içecekler vs. bilgiler bulunuyordu bunları doldurduktan sonra hangi gün odaya kahvaltınızı istediğinizi soruyorlar ve bütün her şey tamamlanıyor.

Sabah odanızı telefonla arayıp müsaitliğinizi sorup hemen ardından servise başlıyorlar. Bizim tercih ettiğimiz gün serin bir sabaha denk geldi, daha sıcak bir günü tercih etseydik belki daha iyi olabilirdi rüzgar açısından, fakat serin olması ve kahvaltı sırasında kafamıza güneş geçmemesi bizi daha mutlu etti. Seçtiğimiz her yiyecek ve içecek özen gösterilerek hazırlanmıştı.


2022 yılında kişi başı 65 $ vermiştik.


5.Gün

Belki de bilmeniz gereken en önemli bilgiyi vereceğim şimdi sizlere. Yağmurlu havada okyanusa girmek gibi bir hata yapmayın...

Biz yine kumsaldan tatlı tatlı suya girip yüzerken bir anda anlık yağmur bulutu geldi ve çok yoğun bir yağmur yağışı başladı, biz yüzmeye devam ettik ama herkes yağmurun keyfini kumsalda çıkarmak için sudan çıktı, biz hiç çıkmak istemedik çünkü böyle bir an bir daha nerde gelecek düşünsenize Maldivlerdesiniz masmavi suda yüzerken romantik yağmur damlacıkları yüzünüze düşüyor... Aslında hemen sudan çıkmamız gerekiyormuş yağmur başladığı anda damlacıkların suya vurmasından ve hava koşullarından dolayı köpekbalıkları kıyıya gelmeyi çok seviyorlarmış. Belki de yanımızdan bir sürü baby sharklar geçti ama farkında bile değiliz. Hadi biz bilmiyoruz anladık, sudan çıkanlarda ayıp etti yani insanlık namına "sudan çıkın" deyin bize bari, ayıp ayıp.


Yemeğe giderken veya adada her hangi bir yere giderken sağınızda ve solunuzda her gördüğünüz alanda adaya özgü ağaçlar dikilmiş her birinin altında ahşaptan bir pano ve üstünde yazılar var, yaklaşıp baktığınızda panonun üstünde bu zamana kadar konaklamış müşterilerin (isteyenlerin) isimleri yazıyor. Sorduğumuzda ise istersek bizimde dikebileceğimizi ve adımızı yazdırıp bir sonraki tatilimizde geldiğimizde ağacımızın ne kadar büyüdüğünü görebilirmişiz. Çok tatlı değil mi. Akşam üzerinde bir beyefendi odamızı aradı ve ağacı dikmek istediğimiz alana bizi çağırdı. Kendi ellerimizle ağacımızı diktik. Düşünsenize kilometrelerce uzaklıkta Maldivlerde bir adada kendi ağacımız var.



6.Gün

Bu gün adadaki vakit geçireceğimiz son günümüz bol güneşlenmeli dinlenmeli bir gün olacak bizim için.

Akşam yemeğinden önce Maldivlere özgü masaj deneyimini yaşamak için SPA'ya gittik.

Yabancı bir ülkede masaj deneyimini hep çok merak etmişimdir, gerçekten de şahaneydi.

İlk aşama bir sürü farklı güzellikte kokan masaj yağlarını koklayarak size en uygun hoşunuza giden kokuyu seçiyorsunuz. Daha sonrasında bir menü elinize veriliyor oradan istediğiniz türde masaj seçeneğini oluşturuyorsunuz. Eşimle beraber geldiğimiz için bize aynı odada masaj yapabileceklerini ve bunu isteyip istemediğimizi sordular, bizde bu deneyimi beraber yaşamak istedik ve bizi aynı odaya aldılar, oda dediğime bakmayın dışarıdan yürüyerek bir alana girdik etrafı tamamen ağaçlarla çevrili (kimse sizi göremez) sadece üst kısmınız yani çatı kısmı kapalı onun dışında gözlerinizi kapattığınızda sanki dışarıdaymışsınız hissini yaşıyorsunuz. Yaşadığınız deneyim ve ağaçların o rüzgarla buluşan sesi inanılmaz...

Ama daha önceden masaj deneyimlerim olduğu için Maldivlerin masajını bir tık hafif buldum daha iyisi olabilirdi.


Tanışma partisindeyken bizi Whatsapp üzerinden bir gruba aldılar, bu grup adada Caretta Caretta'ları korumak adına açılmış. Ve aynı zamanda koruyuculuklarını yaptıkları Caretta Caretta yavrularının doğumunu gerçekleştirmek onları yumurtalarından çıktıktan sonra doğal hayatlarına kavuşturabilmek adına oluşturulmuş bir yardım topluluğu. Bu mesajlaşma grubu üzerinden her gün bize yumurtaların kırılıp Carettaların doğup doğmadıkları hakkında bilgi veriyorlar. Bizde tam masaj sırasındayken yumurtalar çatlamaya ve yavrular çıkmaya başlamış hemen koşa koşa yanlarına gittik ve son yavru Carettamız okyanusa doğru kumdan yürürken onun bu doğayla harika buluşmasına ortak olduk. Eşsiz bir deneyim oldu bizim için. instagram sayfam üzerinden sabitlenen storyler kısmında Maldivlere tıklarsanız videosunu oradan izleyebilirsiniz. https://www.instagram.com/mellyswonderland/


Yemeğe gitmeden önce hava biraz bozdu ve rüzgar çıktı. Villamızdan suya vuran bir gece ışığı var her gece kendiliğinden yanıyor, tam yemeğe gitmek için hazırlanmışken bu sefer dikkatimizi farklı bir şey çekti su olduğundan daha fazla hareketliydi ve suda belli başlı koyuluklar oluşuyordu yaklaşınca bir baktık ki o gördüğümüz koyuluklar aslında köpek balığıymış, çok rüzgar olduğu için dalga oluşuyor ve suyun altındaki kum ayağa kalkıyordu buda köpek balıklarının en sevdiği hava şartlarıymış. Odamızın önü resmen köpek balığı doluydu tabi odamızdaki suya vuran ışığında çok etkisi oluyordu. İyi ki bütün tatilimiz boyunca odadan suya girmek yerine kumsalı tercih etmişiz.

Bu bölgedeki köpek balıkları sözde bir şey yapmıyormuş ama iyi ki sadece son gece görmüşüz ondan önce görseydim kesinlikle suya giremezdim :) Bu da bize dönmeden önce son bir sürpriz oldu.



7.Gün - Dönüş

Artık adamızdan dönüş vaktimiz geldi. Şimdi size son gün yaşadığımız aksiliklerden bahsedeceğim, aksilik dediğim biraz strese girdik sadece. Bir gün öncesinde havanın kötü olduğunu söylemiştim anlaşılan sabaha kadar devam etmiş. Yağmur yağmıyor fakat şiddetli bir rüzgar söz konusuydu. Uyanınca bavullarımızı almaya geldiler ve resepsiyona doğru yol aldık, çıkış işlemlerimiz bittikten sonra lobideki koltuklarda ikramlar eşliğinde bizi okyanusun ortasındaki dubaya götürecek teknenin gelmesini bekliyorduk, bu arada bizimle beraber aynı gün çıkış yapan 10-11 kişi daha vardı yani hepimizin havaalanına yetişmesi gerekiyor. Tekneyle dubaya götürmeleri gerekiyor çünkü pırpırlı uçağımız derin bir bölgeye iniş gerçekleştirebiliyor. Uçak saatimiz yaklaştıkça geriliyoruz, hava şartlarından dolayı dalga olduğu için inanın daha tekneye bile binemiyoruz, huzursuz olmaya başladık çalışanlar herkesi yetiştireceklerini söylüyorlar fakat uçak saatimiz o kadar yaklaştı ki artık uçağımızı kaçıracağımıza emin olmaya başladık. Maldivlerin ana merkez adası ve bizim kaldığımız ada saatleri farklı aslında birbirlerine o kadar uzak olmamalarına rağmen aralarında tam 1 saat fark var. Yani tam otelden çıkış yapıp tekneye ve ardından pırpırlıya bindiğimiz saatle, merkez konuma gittiğimizdeki saat aynı oluyor. Bu konuda biraz içimiz rahatladı 1 saat ileride olmamız işimize yarıyordu.

40 dakikalık bir beklemenin sonucunda tekneye geçiş sağladık, yağmur ve şiddetli dalga yüzünden okyanusta dubaya yaklaşmaya çalıştıkça dalgalar üstümüze üstümüze geliyordu sanki bu sebeple biz daha dubaya ulaşamadan adamıza geri döndük. Herkesin midesi mahvoldu, korkanlar oldu zor bir yolculuktu. Ve bizi adamıza tekrardan geri getirdiler artık herkesin sinirler kötü duruma gelmeye başlamıştı. Öyle bir strese girdik ki eşimle bana yeni uçak bileti bakmaya başladım fiyatlarda öyle bir Paris'e, İtalya'ya gidiyormuşsunuz gibi değil ki fiyatları gördükçe daha da gerildim. Halbuki şöyle bir durum varmış, kendi ülkelerimizdeki gibi havaalanına 2-3 saat öncesinden gitme zorunluluğu yokmuş yani son dakikada olsa bizi o uçağa alacaklarmış. Bir 15 dakika sonra tekneye biniş sağladık lakin bu sefer hava sanki bir anda değişmiş hiç rüzgar yokmuş gibi güzelleşti. Hemen pırpırlı uçağımız bizi aldı.

Pırpırlı uçaklar hakkında size komik bir bilgi vermek isterim, iki tane pilotunuz oluyor uçağı indirip kaldırırken el ele tutuşuyorlar ve tedirgin olmayın ama ayakları çıplak yani o kadar rahat bir ortam ki sanki hiç okyanusun üstünde pırpırlı uçak kullanmıyorlarmış gibi çıplak ayak takılıyorlar :D Hemen aşşağıda videosunu sizinle paylaşıyorum (videodaki ayaklara bakmayı unutmayın haha)

Ve sonunda düzgün bir saatte havaalanına ulaşmış olduk, havaalanında tekrardan bize çok yardımcı olan otel görevlisi bir beyefendi vardı hızlı hızlı bavullarımızı yetiştirdi ve bizi sıra beklemeden aradan soktu derken uçağımıza ulaştık.




Fazlasıyla tatlı anılar biriktirdik, çok güzel insanlar tanıdık ve her şey beklediğimizden daha da güzeldi. Umarım biraz da olsa sizlere yönlendirici bir Blog yazabilmişimdir. Eğer sormak istediğiniz sorularınız varsa İnstagram hesabım üzerinden ya da buradaki mesajlar kısmından her ama her istediğinizi sorabilirsiniz.

Takip etmeyi unutmayın



 
 
 

コメント


hakkımda

KISACA 

Bolca gezdiğimiz, her geleneksel yemeğin tadına baktığımız ve tabii ki çokça samimi olduğumuz Blog sayfamı umarım beğenirsiniz.

 

© 2035 by Going Places. Powered and secured by Wix

bottom of page